Cemha İlmiş’le tanışıyoruz soğuk bir aralık gününde. Kendi ağzından ateist olma hikayesini dinliyoruz ve ardından içimizi ısıtan gülümsemesi ve çay eşliğinde eserlerine göz atıyoruz. Bizim normalde çöp olarak adlandırdığımız materyallerin nasıl da birer sanat eseri haline gelebileceğini görüp şaşkınlıkla sanatçının atölyesinde turumuza devam ediyoruz.
1975 yılında, Malatya’da hayata merhaba demiş Cemha. İlk, orta ve lise eğitimini Malatya’da tamamladıktan sonra, 1998’de üniversiteye başlamış. Üniversiteye kadar olan dönemi kısaca şöyle anlatıyor sanatçı: “Feodal ve muhafazakar yapının güçlü olduğu orta halli, memur bir ailenin mensubuydum. Soru sormaya ve aynı zamanda korkmaya 7 yaşımda başladım. Fakat bu soruları sadece kendime sorma cesaretim vardı. Çünkü bu soruların cevabını verecek ne bir anlayış ne de bilgi sahibi bir çevreye sahiptim. Kitaplarla tanıştıkça daha çok cesaretlendim ve bu soruların üzerine gitmeye başladım.”
Düşünün; henüz 7 yaşında sorgulamaya başlıyorsunuz, üstelik muhafazakar bir çevrede ve ailede büyümenize rağmen.
Sanatçı Cemha 1998 yılında üniversiteyi kazanıp İstanbul’a geldiğinde, çevre değişikliği ve insanlar, yaşadığı çevreye göre oldukça değişiyor ve burada aklının zincirlerini kırma çabalarına sorularla yine devam ediyor. Bu süreçte, hala inanan ve dinin gereklerini yerine getiren biri olmasına rağmen, soru sormaktan hiçbir zaman vazgeçmiyor. 32 yaşına geldiğinde, Kur’an Meali’ni okumasıyla, bir gecede tüm zincirlerini kırıp atan Cemha, kendi deyimiyle “tertemiz” olduğunu söylüyor bize. Carl Sagan, Turan Dursun, David Attenborough, Charles Darwin, Stephen Hawking’in kitaplarıyla ve belgeselleriyle de tanışıp sorularının bir çoğuna cevap alabildiğini görüyor ve bugüne kadar hayatının merkezine koyduğu İslam ile tüm bağlarını silip atıyor. Yine kendi deyimiyle adını hatırlayamadığını söylediği bir fizik profesörünün dediği gibi bu bağları silip atması “deri değiştirmek” kadar kolay olmuş. “İyi bir insan olmak için bir Tanrı’ya ihtiyaç duymuyorum” diyen Cemha, “Sahip olduğum en güzel şey, bir dine sahip olmayışımdır” cümlesiyle sözlerini bitiriyor ve eserlerini yarattığı atölyesinde yolculuğumuz devam ediyor.
“Farklı basit materyaller kullanılarak sanatsal birer obje yaratılabilme çabası ve mücadelesi içindeyim...” diyor Cemha İlmiş.
"İyi bir insan olmak için bir Tanrı’ya ihtiyaç duymuyorum”