Tanrı Varlığı Teorisinin Mantık Çerçevesinde İncelenmesi – 1

Tanrı Varlığı Teorisinin Mantık Çerçevesinde İncelenmesi – 1

01/11/2016

Her nonteist teolojik kavramları yıkmak için çeşitli argümanlar ve alternatif çözümler üretmiştir. Bu metotlardan en bilineni, belki de Darvinizm.

Darvinist teoriler çürütülse sanki tanrısızlık ortadan kalkacak gibi bir algı ile kimi gruplar da evrimsel gelişimi yavaş olan canlılardan fosiller bulup, dünya var olduğundan bu güne bu canlılar Rabb’ın hikmeti ile var oldular, demektedir.

Oysa ki inançsızlık, özünde Tanrı veya tanrılar kavramını eleştirirken alternatif çözüm öne sürmek durumunda değildir. Yaradılışın olmamasının cevabı evrimin varlığı olabilir de olmayabilir de. Keza evrenin var oluşunu şu an için kuarklara bağlayabiliriz de bağlayamayız da. Bilimsel teoriler çökebilir. Bu tanrı teorisinin çoktan çökmüş olma gerçeğinden bizleri kurtaramamakta.

Sıklıkla Anti-Darvinist söylemlerde kullanılan bir balık fosili.

O nedenle biraz ufuk açmak için, bu yazımızda size mantığın gizemli kapılarını açıp, nasıl teoriler doğru olabilir ve bazıları nasıl kesinlikle yanlıştır noktasına geldiğimizi anlatacağız. Mantık evrensel metodolojidir. Mantıksal doğrulama yapılan töz, doğrudur diyemeyiz çünkü mantıksal soru eksiğimiz olabilir ama mantıksal olarak çürütülen tez kesinlikle yanlıştır diyebiliriz. (1)

Mantığın gelişimi

Aristo ve ekol.Antik Yunan gerçekten de bilimin ve düşüncenin beşiğidir. Mantık, Antik Yunan’ın özellikle başta Aristo, Thales, Platon gibi fikir babalarının sıklıkla başvurduğu hem sözel hem de sayısal bilimlere uygulanabilir bir sanat olmuştur. (2)

Matematiğin gelişimi esnasında mantık paragraflar dolusu metinle ortaya çıkarken özellikle 1700’lerde sıklıkla sembollere doğru kayma eğilimi göstermiştir. Bu sayede bugün kullandığımız sembolik mantık ile karşı karşıyayız.

Sembolik mantığın en büyük avantajı, artık kavramlara semboller ile baktığımız için yapacağımız her türlü işlem, kavramların anlamlarından uzak kalmış ve semantik hatalardan objektif şekilde bizleri kurtarmıştır. George Boole tarafından keşfedilen (nispeten sözel yollar ile daha önceleri de yapılan) mantık cebiri ile mantıksal ögeler özel işlemlere girebilir ve bu sayede toplam yeni çıkarım türetebilir olmuştur. Keza kendisinin ortaya attığı bu matematik, günümüz bilgisayarlarının ve sayısal işleme sistemlerinin merkezinde durmaktadır.

Çelişkisizlik nedir?

George Boole.Çelişkisizlik ile ilgili sembolik mantık konusunda çalışma yapmak, bilimsel tutarlılığın (keza matematiksel denklem doğrulamanın) en kolay yoludur. Bir teorinin çelişkili oluşu o teorinin yanlış olduğunu gösterdiği gibi; bir teorinin çelişkili olmadığını ortaya koymak da aynı şekilde o denklik veya mantıksal dizginin doğru olma ihtimalini vermektedir.  (3)

Çelişkililik durumunu hataya döndüren her önerme, bir anlamda yanlıştır. Çelişkisizlik durumu olması bir teorinin doğru olma ihtimalini getirir.

Çelişkililik durumunu hataya döndüren her önerme, bir anlamda yanlıştır. Çelişkisizlik durumu olması bir teorinin doğru olma ihtimalini getirir.

Örneğin;

 s := 2  , sϵ(iR)  ¬[(a,b)ϵN (sab)]

önermesi 2’nin kökünün irrasyonel bir sayı olduğunu kanıtlayabilmektedir. Bu bağlamda bir çıkarımın mantıksal doğruluğu için aşağıdaki kurallara uyması beklenmektedir.

Bunun haricinde mantıksal çelişkisizlik ortaya konarken aşağıdaki temel mantık işleme yapıları kullanılması gerekebilir. Bu  işlemler ile dönüştürülmüş mantık, dizgi işleme sokularak çıktı elde edilir. Daha sonrasnda çelişki gösterilir ve mantık hatası belirtilir.

Mantık, düşüncenin bir sistematik dahilinde işlenmesidir.

Mantık hatası olan teori yanlış kabul edilir.

  • Tekillik kuralı: Bir çıkarım sadece doğru veya yanlış çıkarıma sahip olmalıdır.
    PT¬T
    şeklinde ifade edilebilir.
  • Çelişkisizlik ilkesi: Bir çıkarım doğru sonuç veriyorsa, ters çıkarım ters sonuç vermelidir.
    PT¬P¬T
    şeklinde ifade edilebilir.
  • Mantıksal terslenebilirlik: İki ifadenin “ve” bağı ile yazılması halinde karşılıklı bir teslenebilirlik her zaman mümkün değildir.
    ab c  ¬(ab)¬c (ab)b¬c 
  • Tersleyen “veya” işlemi her zaman doğrudur.
    a¬aT
    şeklinde bu aksiyom ifade edilebilir.
  • De Morgan kuralı: Terslenen önermelerin ayrıştırılmasına yarar. Bu sayede ve olan önermeler veya, veya olan önermeler “ve” formunda yazılabilir.
    ¬(ab)¬a¬b 
    ve
    ¬(ab)¬a¬b 
    şeklinde ifade edilebilir.

Teo’nun varlığı üzerine ispat yolları

Teolojik literatür, Teo’nun varlığına ilişkin argümanlarını daha önceden sınıflandırmıştır. Bu noktada Yaratıcının varlığına ilişkin ispat metotları aşağıdaki dört temel izahat metodu ile, bu yaklaşımları kısaca özetleyelim.

  • Ontolojik kanıt: Kısaca inanma ihtiyacı diyebiliriz. İnsanların kendi içinde inanma ihtiyacı ile var olduğunun düşünülmesidir. Rabb’ın, varlığı var olması için ve onu bilmesi için var etmesi durumudur. Rab bu noktada daha mükemmeli öngörülemeyen varlık olur.
  • Epistomolojik kanıt: Eğer Tanrı’nın varlığını düşünebiliyorsam Tanrı vardır demektir tezi olarak izah edilebilir.
  • Kozmolojik kanıt: Evrenin varlığının nedensellik ilkesi gereği geriye götürülmesinde nedensizlik ilkesi olmayan bir öncül bulunması gerektiği varsayımı yapılması ve nedensellik ilkesine göre, öncül varlık ilişkisi kurulamayan varlığın Rab olarak ilanıdır.
  • Teolojik kanıt: Tanrı’nın varlığının kanıtının tanrının dini olmasıdır. (4)

Görebileceğiniz gibi bu izahat metotlarının hepsi mantıktan uzaktır. Örneğin ontoloji kavramı en basitinden ateistin varlığını ispat etmektedir. Epistomolojik kanıtlar ise Noel baba paradoksu veya uçan spagetti paradoksu ile dalga geçebilir bir noktaya gelmiştir. Kozmolojik kanıtlar nispeten mantık ekseninde tartışılabilir olsa dahi nedenselliğin varlığının ispat edilmesi, nedensizliği çürütmekte, nedenselliğin olmayacağını ispat etmek ise nedenlilik teorisini ortadan kaldırmaktadır. Teolojik kanıtlar ise üzerinde tartışılamayacak “ben doğru söylüyorum çünkü ben doğru söylüyorum” anlamına gelen bir saçmalıktır.

Mantık evreni anlamanın en iyi yoludur.

Bu durumda teologların tezlerini ispat metotlarına dayanarak bu tezlerin yanlışlığını ortaya koymak mümkün değildir. Kanıtlama esaslarının sezgiselliği, yazık ki gerçekçi olarak Tanrı’nın varlığına ispat noktasında muktedir olamayacaktır.

Sonuç ve Önerme

Entellektüel bir ateist olarak okuyucunun mantık kavramı ile tanışmasını sağlamayı hedeflediğimiz bu yazıda kısaca tanrıtanır absürtlüğün ispatsızlık kavramlarına karşın, keza normal hayatta karşılaşılan her türlü tezin doğrulaması işinde kullanılabilecek çelişkisizlik kavramına değindik.

Bu yazımızda çelişkisizlik ile bir ispat yapmayı kenara bıraktık; devam yazısında çelişkisizlik kavramını kullanarak Tanrı veya tanrılar kavramından herhangi bir tanımı alıp, kavramı metodolojik olarak sembolik mantık araçlarını kullanarak çürüteceğiz.

Okuyucudan beklenen bu noktada sembolik mantık teori ve hesaplama mantıkları üzerine araştırma yapmasıdır.

Kaynaklar

[1] Patrick Suppes, Introduction to Logic, Dover Publication 1992

[2] Ancient Formal Logic, Joseph M. Bochenski, North-Holland Publishing Company, 1957

[3] David W. Agler, Symbolic Logic: Syntax, Semantics, and Proof, Rowman and Littlefiel Publish, 2013

[4] Thomism and the Ontological Theology of Paul Tillich: A Comparison of Systems,  Donald J. Keefe, Sosaity Of Jesus Chrit , 1977