Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık değişmez mi? Çoğunuz bu soruya “evet değişmez” diye cevap verebilir. Astronomi ile ilgilenenleriniz ise, “değişir elbette, eliptik yörüngesi sebebiyle yıl içinde Güneş’e olan mesafemiz 5 milyon km kadar farklılık gösterir” diyecektir. İkinci cevap doğru.
Eliptik yörüngemiz nedeniyle Dünya, Güneş’e periyodik bir yakınlaşma/uzaklaşma halindedir. Ancak, Dünya’nın Güneş’e uzaklığı sadece bu değişimle sınırlı değildir.Biz elips yörünge şeklimiz nedeniyle gerçekleşen yıllık değişime değil, bu yörüngenin zamanla değişip değişmediğine, sabit olup olmadığına bakacağız.
Gezegenimiz Güneş’e ortalama 150 milyon (tam olarak 149,597,870) km uzaklıktadır. Bu rakam “ortalama”dır, çünkü yörüngemiz elips biçiminde olduğundan ülkemizde kış yaşandığı dönemlerde Güneş’e uzaklığımız 147 milyon kilometre iken, yaz başlarken 152 milyon kilometre uzakta yer alırız. Aradaki fark tam 5 milyon kilometredir.
Peki kışın 147 milyon, yazın 152 milyon km uzaktayız ama, Dünya’nın Güneş’e uzaklığıyla ilgili bu ölçülen rakamlar sabit mi? Yani, 10 yıl, 100 yıl veya 1.000 yıl önce de mi böyleydi?
Bu sorunun cevabı, hayır!
Peki bu uzaklık niye artıyor ve Güneş’ten her yıl 15 cm uzaklaşmamıza rağmen Dünya’ya niye bir zarar gelmiyor?
Güneş’ten uzaklaşmamızın birkaç sebebi var: Öncelikle Güneş, çekirdeğinde nükleer reaksiyonlarla enerji üretiyor. Bu enerji üretimi kütlesinin sürekli azalması demektir. Ayrıca, Güneş rüzgarları yoluyla da sürekli bir kütle kaybı söz konusu. Yıldızımızın bu iki yolla kaybettiği kütle, her saniye milyonlarca tondur. Rakam size büyük gelebilir ama, her saniye kaybedilen milyonlarca ton madde, Güneş için pek anlam ifade etmez, çünkü kendisi çok ama çok büyüktür.
Yine de, bu kütle kaybı Güneş’in zayıflamasına ve kütle çekim gücünün çok hafif biçimde azalmasına neden olur. Kütle çekim gücü azalan Güneş, gezegenimizi az da olsa daha zayıf biçimde çekeceğinden, Dünya yavaşça Güneş’ten uzaklaşır.
Uzaklaşmamıza neden olan bir diğer mekanizma da, Dünya ile Güneş arasında yaşanan gel-git savaşıdır. Evet, tıpkı Ay gibi Güneş de gezegenimiz üzerinde gel-git yaratır. Aynı biçimde Dünya da Güneş’te gel-gitlere sebep olur. Bu gel-git döngüsünün sonucu şudur; Güneş’in kendi çevresindeki dönüş hızı Dünya yüzünden her yıl 0.00003 saniye yavaşlar. İki gök cismi arasındaki yörünge sisteminde “açısal momentum” korunmak zorunda olduğundan, Güneş’teki bu yavaşlama Dünya’nın yörünge hızına eklenir. Hızlanan Dünya ise, Güneş’ten uzaklaşır.
Dünyamız, her yıl yaklaşık olarak 15 cm kadar Güneş’ten uzaklaşır. Yani, yukarıda verdiğimiz ortalama uzaklık değeri her yıl 15 cm artar. Bu da şu anlama geliyor: 80 yıl yaşayan bir insan, ömür süreci boyunca Güneş’ten 12 metre uzaklaşır. Daha başka bir örnek verelim: Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinden beri Güneş’ten yaklaşık 84 metre uzaklaştık.
Sonuçta, hem Güneş’in kilo vermesi, hem de gel-git savaşları, Dünya’yı Güneş’ten her yıl 15 cm kadar uzaklaştırır.
Şunu da belirtmek gerekiyor ki, Dünya’nın Güneş’e uzaklığı sadece yukarıda yazdığımız etkenler nedeniyle değişmez. Çünkü, sistemimizde yalnız değiliz. Bize en yakın gezegen olan Venüs’ün de Dünya yörüngesi üzerinde etkisi vardır (bizim de onun üzerinde var). Yine, Mars ve sistemimizin dev gezegeni Jüpiter de Dünya’nın yörüngesini etkiler. Gezegenlerin bu etkileri oldukça karmaşık, küçük ve düzensizdir. Fakat, yüzlerce, binlerce yıllık zaman dilimleri söz konusu olduğunda yörüngemize büyük etkiler yaptıkları görülür.
Tamam, Dünya’nın Güneş’e uzaklığı her yıl santim santim artıyor, yüzyıllar içinde bu artış metreleri, binyıllarda kilometreleri buluyor ama niçin bize birşey olmuyor?
Bunun da cevabı şu: Güneş Sistemi’ndeki denge öyle “hassas” değildir. İlla ki bir dengeden söz edeceksek, “kaba” bir denge vardır. Bize niçin birşey olmadığıyla ilgili, “habitable zone” konusunu araştırmanız faydalı olur.
Güneş Sistemi sakin, sabit bir yer değildir. Sürekli değişim içindedir ve varlık süreci boyunca büyük değişimler yaşanır. Gezegenlerin hiçbiri şu anda 100 milyon yıl önceki konumunda değil. Güneş 100 milyon, 300 milyon, 500 milyon yıl önceki Güneş değil. Çok fazla şey değişti ve çok fazla şey değişecek.
Ancak, milyon yıllık bu “kısa” evrensel zaman dilimlerine göre insan ömrü bir hiçtir. Devletlerin ömrü bir hiçtir, imparatorlukların yüzlerce, binlerce yıllık ömür süreci yok hükmündedir. Canlı türlerinin yeryüzünde var oldukları süreler bile çok kısadır ve bu değişimleri algılayamayız. Bize her şey aynıymış gibi gelir ama, hepsi muazzam bir hızla ve düzensiz biçimde değişir.